Küba 2-Havana (La Habana)


Gezisinin ağır topu, 5 gece konakladığımız güzel Havana...





Küba'nın derinliklerine dalmadan önceki ilk durağımız başkent Havana oldu. Gezimizin ilk üç ve son iki gününü burada geçirdik. Kaldığımız casaya geldiğimizde yorgun, şaşkın ama heyecanlıydık, bir duş alıp hemen kendimizi sokaklara atmak istiyorduk ve fakat yeni bir sürpriz bizi bekliyordu, arıza sebebiyle sular akmıyordu :( neyse moral bozmak yok, akşama inşallah diyerek  kendimizi şehrin akışına bıraktık.
50'li yıllardan kalma ispanyol tarzı eski ama güzel evler, balkonlardan taşmış çamaşırlar, kapı önünde oturup sohbet eden insanlar ve naif bir yoksulluk karşıladı bizi. 

Evet Küba bir yokluk ülkesi, modern dünyanın bize dayattığı birçok şey orada yok. Farkında olmadan sürekli maruz kaldığımız reklamlar ve büyük markalar da yok. Ne AVM diye bir kavramları ne de büyük marketleri var. İhtiyaç duydukları temel şeyleri sokak aralarındaki küçük manav, kasap dükkanlarından edinebiliyorlar. Ekmek, meyve satan seyyar satıcılar da gün boyu sokaklarda geziniyor.


Havana'da bir pazar


Musluktan sabuna her şeyi satabilen küçük dükkanlar da yok değil ama genellikle raflarında sınırlı sayıda ürün var. Kıyafet satan az sayıda mağaza gördük, bazılarının önünde kuyruk var çünkü aynı anda sayılı insan girebiliyor. Kuyruk genel bir durum Küba'da, örneğin eczane önlerinde ücretsiz ilaçlarını alabilmek için saatler geçirebiliyorlar.



Halk genel olarak halinden memnun gözükse de gençler için bu durum biraz farklılaşmaya başlamış, yoksul ama mutlu Kübalı kavramı onlar için artık değişiyor. Çok sınırlı da olsa artık internet var, dünyadan ve neler olup bittiğinden daha çok haberdarlar. Turizmin son yıllarda hız kazanması da farkındalığın artmasında önemli rol oynuyor. Daha iyi bir yaşam arzusu, para kazanma tutkusunu da giderek körükleniyor. Amerika ile ilişkilerin giderek yakınlaşmaya başlaması ile  Küba da maalesef kapitalizmin pençesine düşecek ve değişecek gibi gözüküyor. 

Havana üç bölgeden oluşuyor. Habana Vieja yani Eski Havana en turistik bölgesi. Centro Habana ve biraz daha modern yeri olan Vedado ise diğer bölgeleri.

Kaldığımız pansiyon, ana caddelerden biri olan Neptuno'yu kesen sokaklardan birindeydi. Küba'da ilk adımlarımızı atmaya başladığımız bu caddede kendimizi Harlem'de dolaşıyormuş gibi hissedip biraz endişe ve tedirginlik duymuş olsak da, bu hissiyat giderek azaldı ve yerini güvene bıraktı. Son yıllarda biraz artış göstermiş olsa da Küba hala suç oranının düşük olduğu ülkelerden biri. Orada kaldığımız 11 gün boyunca hiç kavga eden veya birbirine sinirlenip bağıran birilerini görmedik. Genel bir dinginlik ve sakinlik hakim, mutlu insanlar her şeye rağmen. 



Neptuno'yu bitirdiğimizde, National Capitol, Parque Central ve dört tarafında beş yıldızlı otellerin olduğu ana meydanlardan birine çıktık. Çok acıkmış olduğumuz için bir şeyler atıştırmak için ilk gördüğümüz Inglaterra Oteli'nin kafesine oturduk ve kendimizi müziğin, romun akışına bıraktık.


Inglaterra Hotel
Inglaterra, diğer bazı oteller ve kafeler gibi bir wifi bölgesi. Otel içinden bir saatlik kart alıp şanslıysanız (sınırlı bir ağ var, kart bitebiliyor, yoğunluk varsa erişim sağlanamıyor) internete girebilirsiniz. Türkiye ile iletişim için en ucuz yöntem, zira hiçbir GSM operatörünün Küba için paketi bulunmuyor. Bahsettiğim bu wifi bölgelerini, dolaşırken çok rahat fark edebiliyorsunuz zira sokaklarda ellerinde laptop, telefon ile toplaşmış insanlar görürseniz bilin ki orada internet var:) Bu arada wifi olan herhangi bir otel veya kafeden edineceğiniz kart, tüm Küba'da aynı anda tek cihazda geçerli, devletin sağladığı tek bir hizmet hattı olduğundan her yerde aynı.


Otelden çıkıp yolun karşısındaki Parque Central'ın içinden geçerek düz devam edilince Küba'nın sembollerinden biri olan El Floridita Bar karşılıyor sizi. Burası Hemingway'in uğrak mekanlarından biri olduğundan çok ünlü, hemen hemen günün her saati canlı müzik var, bar ve restoran olarak iki bölümü bulunuyor. Fiyatlar Havana genele göre biraz yüksek ama kokteylleri de yemekleri de başarılı. Özellikle Daiquri kokteyli ile ünlü.


El Floridita

Floridita'nın devamında bulunan Obispo, Havana'nın en turisttik caddesi, gezilecek yerlerin merkezinde olduğundan Havana'da bulunduğumuz süre boyunca hemen hemen her gün en az bir kere geçmek durumunda kaldık. Obispo, üzerinde döviz bürosu, hediyelikçiler, barlar, restoranlar ve oteller olan çok hareketli bir cadde. Bu caddeyi kesen paralel sokaklar da çok keyifli ve hareketli, keşfedin. 

Obispo Caddesi
Döviz bürosu demişken bir öneride bulunayım, genellikle bu büroların (Cadeca isimli) önünde bir miktar kuyruk oluyor ve para bozdurmak her seferinde en az yarım saat sürüyor, o yüzden tavsiyem mümkün mertebe toptan bu işi halletmek.

Eski Havana'da görülmesi gereken yerlerKatedral Meydanı – Plaza de la Catedral, Katedral'in sağından devam eden sokakta bulunan yine Hemingway ile ünlenen fazlaca turistik bar La Bodeguita del Medio, bugün Restaurante El Patio olan 1760 yapımı saray Palacio de los Marqueses de Aguas Claras, Havana'daki güzel meydanlardan biri olan  Plaza de Armas, yine bu meydanda bulunan eski bir tapınak olan El TempleteMercaderes ve Obrapia Caddeleri ve bu bölgedeki tütün müzesi Museo de Tabaco ve Latin Amerika'nın efsanevi özgürlük savaşçısı Simon Bolivar HeykeliPlaza de San Francisco de Asis ve buradaki tarihi ticaret binası Lonja del ComercioPlaza Vieja– Eski Meydan ve buradaki sanat galerileri ve müzeler.


Katedral Meydanı




Centro Habana (Merkezi Havana)'da gezilecek yerlerin başında Amerika'daki Capitol binasına benziyen Capitolio Nacional, Ulusal Küba Balesi ve Devlet Operası Gran Teatro de La Habana, Parque Central, Küba’nın önemli güzel sanatlar müzesi Museo Nacional de Bellas Artes, Küba'daki en önemli müze Museo de la Revolucion (Küba Devrim Müzesi), Prado (Paseo de Marti) Bulvarı sayılabilir.






Küba Devrim Müzesi

Havana'nın şimdilerde modern bölgesi olan Vedado, Batista döneminde eğlence, kumar, ve mafya merkezi imiş. Birçok ünlünün kaldığı ve siyasi olayların yaşandığı önemli yerlerden biri olan Hotel Nacional, diğer önemli otellerinden Habana Libre, Havana Üniversitesi Universidad de La Habana, John Lennon heykelinin olduğu Parque Lennon, içinde büyük bir Jose Marti anıtı bulunan Devrim Meydanı Plaza de la Revolucion ve Havana’nın ünlü dalgakıranı Malecon burada yer alıyor.




Hotel Nacional



Habana Libre Hotel

Malecon

Gelelim Küba'da yeme içme mevzusuna. Küba tatili boyunca sayısız kokteyl ve rom tükettik, bazılarını çok sevdik ama çoğu oldukça şekerli, eğer bizim gibi tatlı ile aranız iyi değilse bir süre sonra bunlar bayabilir. Yıllanmış kahverengi veya siyah romları, Bucanero veya Cristal marka biraları (Bucanero'yu daha çok sevdik) ve Şili ve İtalya'dan gelen ithal şarapları (bir yerde California şarabı bile vardı) tercih edebilirsiniz. 


Hemen hemen her yerde benzer yemekler var, çeşitli şekillerde yapılmış ıstakoz, et ve tavuk yemekleri, siyah fasulye ve pilav ile servis ediliyor. 
Mercaderes Caddesi üzerindeki Paladar los Mercaderes, Factorio Plaza Vieja isimli kendi biralarını yapan bar&restoran (tavuklar harikaydı), yine buranın diğer köşesindeki Vitrola Restoran, Vedado'daki La Paila Restoran (Hotel Libre'nin arka sokağında, hem ucuz hem güzel) yemek için bulduğumuz iyi alternatifler.
Vitrola Rest


Factorio Plaza Vieja


La Paila Rest

Eğlence için Vadedo'daki caz klüpler (Jazz Club La Zorra y el Cuervo, Jazz Cafe), Habana Libre Oteli‘nin roofundaki Cabaret Turquino, turistik eğlence mekanı Casa de la Musica, dünyaca ünlü Tropicana sayılabilir.
Havana'da nerede kalınır sorusunun cevabı bence Casa Particular ev pansiyonları. Bu tüm Küba için geçerli. Bölge olarak da tavsiyem Eski Havana. Bizim kaldığımız evin bilgilerini aşağıda belirtiyorum. Giderseniz Elena'ya bizden selam :)

Maria Elena Utria
marilena@nauta.cu
Aguila No.309, 1er Piso, Apto No.1 Neptuna Centro Habana
(53) 7-863-0119